Ülkemizde Sosyal Sigortalar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu kanuna göre iki çeşit sigortalılık hali bulunmaktadır. Birincisi sosyal sigortalı dediğimiz sigortalıdan bahsedilirken ikinci olarak ise genel sağlık sigortalısından bahsedilmektedir. Makalemizde açıklamaya çalışacağımız sigortalı sosyal sigortalı kavramına giren geçici iş göremezlik ödeneği, sürekli iş göremezlik geliri, ölüm geliri, malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı almaya hak kazanan sigortalı olacaktır. Bu kanun kapsamında bahsi geçen gelir ve aylıkları almaya hak kazanan sigortalılar 4'üncü maddenin birinci fıkrasında a bendinde sayılanlar (4a'lılar), b bendinde sayılanlar (4b’liler) ve c bendinde sayılanlardır. (4c'liler) Makalemizde Sosyal sigortalı kapsamına giren çalışanların ne zaman sigortalı sayılacağı ve sigortalılığın başlangıcı ile bildirilmesi konuları ele alınacaktır.
1.1 Zorunluluk İlkesi
Zorunluluk ilkesinin kapsamını oluşturan sigortalı grup sosyal sigortalılardır. Özel sigortalı kapsamındakiler zorunluluk ilkesi kapsamına girmezler. Çalışan kişi sigortalı olmakla kazanmış olduğu hakları bulunurken aynı zamanda yükümlülükler altına da girmektedir. Bu haklardan ve yükümlülüklerden vazgeçilemeyeceği gibi kaçınılamayacaktır. Çalışan kişi sigortalı olması için işe kanunda belirtildiği gibi başlaması yeterlidir ayrıca bir irade beyanına gerek duyulmamaktadır. Kanunda belirtilenden kasıt dördüncü maddedeki sigortalı sayılacak 4a,4b,4c kapsamındaki kişilerden olmak , beşinci maddedeki bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılardan olmak ve yedinci maddede çalışanların sigortalılığın başlaması için gerekli şartları yerine getirmek gerekir(1).
İşverenin çalışanı sigortalı olarak Kuruma bildirmemesi sigortalılığın başlangıcı açısından bir önemi yoktur. 5510 sayılı kanunun 23'üncü maddesi uyarınca Kuruma bildirilmeyen çalışanın herhangi bir gelir veya aylık bağlanma durumunda kurum gerekli ödemeyi yapacak ve bildirimi zamanında yapmadığından dolayı işverene ödettirecektir. Buradan da anlaşılacağı üzere işverenin çalıştırmaya başladığı işçi çalışmaya başlamasıyla sigortalılık haklarından yararlanacaktır(2).
Daha öncede belirtiğimiz gibi sigortalılık çalışana bazı yükümlülüklerde yüklemektedir. Yargıtay’ın kararlarında sigortalılık kamu düzeninden olduğu belirtilmektedir ve bu yüzden sigortalı olmaktan kişi feragat edemeyecektir. Aynı şekilde sigortalı ile işveren aralarında yapacakları bir sözleşme ile sosyal sigorta yardımlarından vazgeçemeyeceği gibi kimseye devredemeyecektir.
Örneğin, Yargıtay yapılan yargılama neticesinde sigortalılığın başlangıcını kamu düzeninden kabul edilmesinden dolayı çalışanın, çalışan vekilinin yada mirasçılarının davadan feragat etme olanağının bulunmadığını yalnızca davayı ileri bir tarihte yeniden açma şansını elinde bulundurarak davanın geri alınması yoluna gidilebileceği vurgulanmaktadır(3).
Sigortalılığın zorunlu oluşu Kanunun 92'inci maddesinde şu şekilde hükme bağlamıştır. ''Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.''
1.2 Sigortalılığın Başlangıcı
Sigortalılığın başlangıcı kanunun dördüncü maddesinde belirtilen sigortalı sayılanlar açısında ayrı ayrı değerlendirilecektir.
1.2.1 (4a'lılar) İş Akdi ile Çalışan Sigortalılar
Hizmet akdiyle çalışanların sigortalılık başlangıcı fiilen göreve başlama tarihleridir. İş sözleşmelerinin yapıldığı tarih veya kuruma bildirim tarihleri sigortalılığın başlamasına herhangi bir etki yapmamaktadır. Kanunun 4'üncü maddesi ''(a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten itibaren başlar'' demektedir. Kanunun emri olarak sigortalılık fiilen çalışmaya başlamış olmak gerektiği açıktır. Fakat bazı istisnalar bulunmaktadır. Örneğin: çağrı üzerine çalışma şeklinde kurulmuş bir iş sözleşmesinde fiilen işe başlamak yerine işverenin emrinde çalışmaya hazır bulunmakta sigortalılığın başlangıcı olarak değerlendirilmelidir yada borçlanma durumlarında (askerlik borçlanması) fiilen çalışmaya başlanmamış olan bir tarih sigortalılığın başlangıcı olarak karşımıza çıkabilmektedir.
1.2.2 (4b'liler) Bağımsız çalışan sigortalılar
4b kapsamında çalışan sigortalıların, sigortalılık kurulma ilişkisi farklı şekillerde gerçekleşmesinden dolayı her birinin de sigortalılık başlangıcı farklı şekillerde meydana gelmektedir.
a) Gelir vergisi mükellefi olan sigortalılar için sigortalılığın başlangıcı vergi mükellefiyetlerini başladıkları tarihten itibaren başlamaktadır bu gruba şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ile donatma iştiraki ortakları girmektedir.
b) Sermaye şirketlerinden limitet şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten itibaren sigortalılığı başlamaktadır
c) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna seçildikleri tarihten itibaren sigortalılığı başlamaktadır.
d) Gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalılığı başlamaktadır.
e) Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren sigortalılığı başlamaktadır.
f) Köy ve mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten itibaren sigortalılığı başlamaktadır.
g) At yarışları hakkında kanuna tabi jokey ve antrenörlerin lisans belgesine istinaden fiilen çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sigortalılığı başlamaktadır.
1.2.3 (4c'liler) Devlet memurları
4c'li olarak çalışanlar göreve başladıkları tarihten itibaren sigortalı sayılacakları kanunda açık bir şekilde belirtilmektedir. Yine kanunda dördüncü maddenin dördüncü fıkrası d bendi uyarınca Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Milli Savunma Bakanlığı hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar, e bendi uyarınca Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile polis nasbedilmek üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde polislik eğitimine tabi tutulan adaylar ve f bendi uyarınca Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam edenler ile subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar öğrenime başladıkları tarihten itibaren sigortalılık süreleri başlamaktadır(5).
1.3 Sigortalılığın Kuruma Bildirilmesi
Sigortalılığın başlangıcı açısından kuruma bildirimin herhangi bir zorunluluğu bulunmamakla beraber bildirimde bulunmak Kurumun sigortalının varlığından haberdar olması, sigorta yardımlarını yapabilmesi, ödenmesi gereken primlerin ödenmesini kontrol etmesi açısından önem taşımaktadır. Sigortalının kuruma bildirilmesi de sigortalıların farklı şekilde işe başlamaları sebebiyle farklı şekillerde meydana gelmektedir. Bu yüzden her sigortalı grup ve çalışanlar açısından farklı değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Yargıtay 10 HD. 2019/7690 Karar numaralı hükmünde gerekçe olarak YHGK’nun belirtilen ilamlarında da bahsedildiği üzere, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2.maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir demektedir ve aynı davanın 1986 yılında 1 günlük işe fiilen başlamasını sigortalılık başlangıcı olarak görüş bildirerek ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur(6).
1.3.1 Bildirim Süresi
1.3.1.1 (4a'lılar) İş akdi ile çalışanlar
5510 sayılı kanunu 4a'lı olarak iş akdi ile çalışan çalışanların 7'inci madde kapsamında sigortalılık başlangıç tarihlerinden önce kuruma bildirilme zorunluluğunu getirmiştir. Fakat bu durumun bazı istisnaları da bulunmaktadır. Bunlar:
-İnşaat, balıkçılık ve tarım işlerinde çalışanların en geç işe başladığı gün olarak belirlenmiştir.
-Yabancı ülkelere sefer yapan ve yolculuk esnasında işe alınan çalışanlar işe alınmasından itibaren bir ay içerisinde,
-Kuruma daha önce işyeri bildirgesi verilmemek şartıyla ilk kez işyeri bildirgesi verilmesi halinde ilk defa sigortalı çalıştırılmaya başlanması tarihinden itibaren 1 ay içinde,
-Kamu idaresi tarafından işsizlik sigortasına tabi olamayan sözleşmeli personelin çalışmaya başladıktan bir ay içinde,
-Kamu idaresi tarafından yurt dışında çalışması için işe alınan personel çalışmaya başladıktan sonra bir ay içerisinde kuruma bildirilmesi halinde sigortalılık bildirim tarihi sigortalılık başlangıcından önce yapılmış sayılır demektedir. Bu belirtilen istisnalar dışında kalan iş sözleşmesiyle çalışan çalışanların işe fiilen başlama tarihinden önce işveren tarafından bildirilmesi gerekir gerekli bildirimi yapmaması halinde karşılaşacağı yaptırımlar ilerideki konularda açıklanacaktır.
1.3.1.2 (4b'liler) Bağımsız çalışan sigortalılar
4b'li olarak sigortalı sayılanlar için sigortalılık başlangıcı için gerekli işlemlerini yapmalarından sonra sigorta bildirimi için kendilerinin işlem yapmasına gerek yoktur. Sigortalının sigortanın başlangıcı için başvurduğu kurum veya kuruluşlarca Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına bildirmekle yükümlüdürler. Kuruma bildirimi yapılmasının üzerinden bir ay içinde çalışanlara sigortalılık yükümlülüklerini ve haklarının başladığı bildirerek çalışanların bildirimin yapıldığından haberdar olması sağlanır.
4B 'li olarak sigortalı sayılanlardan;
-Köy ve mahalle muhtarları için seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten(8)
-Sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere ilgili vergi dairesince vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten
-Gelir vergisi mükellefi olanlar ile şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin başladıkları tarihten
-Sermaye şirketlerinden limitet şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten
-Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna seçildikleri tarihten
-Gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı oldukları tarihten itibaren on beş gün içerinde çalışanın işe giriş bildirgesi düzenlenerek Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.9
-Tarımsa faaliyetle uğraşan çalışanlar ise kanunla kurulmuş olan meslek kuruluşuna kayıt için başvuru tarihinden itibaren kayıt yapılan meslek kuruluşunca bir ay içinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına bildirimde bulunulmalıdır.
Gerekli bildirimin yapılmaması halinde yaptırım olarak ilgili kuruluşlara idari para cezası uygulanacağı madde hükmünden anlaşılmaktadır.
1.3.1.3 (4c'liler) Devlet Memurları
Kanunun 8'inci madde kapsamında 4c'li olarak çalışanları çalıştıracak kamu kurumu, çalışanı ilk defa işe alıyor veya tekrardan işe başlatıyorsa 7'nci maddede belirtilen sigorta başlangıç tarihinden on beş gün içerinde sigortalı işe giriş bildirgesini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına bildirmekle yükümlüdür. Aynı kanun maddesinin devamında ise ''kamu idaresinin farklı birimleri arasındaki naklen tayin ve görevlendirmelerde bildirim yapılmaz'' demektedir.
4a ve 4b li çalışanların bildirim yapılmaması halinde ilgililere karşı idari para cezası uygulanacağının istisnası 4c'lileri çalıştıran işverenler açısından görülmektedir. Kamu kurumlarına Kurum tarafından idari para cezası uygulanmamaktadır(10).
1.3.2 Bildirim Biçimi
Öncelikle belirtmek gerekirse asıl olan işveren, tescil veya kayıt yapan kurum, meslek kuruluşları ve kamu kurumları tarafından bildirim yapılmasıdır. Bu Bildirimler on-line olarak e-sigorta yoluyla Kuruma bildirilmektedir11. Sorulması gereken soru kuruma bildirilmeyen sigortalılık olması halinde çalışan sigortalılık haklarından faydalanamayacak mıdır? Bunun için Kanun sigortalılığın başlangıcını bildirim tarihi olarak değil çalışmaya fiilen başlama tarihi olarak görmektedir.
Bildirim yapılmadan çalışanın herhangi bir iş kazası, meslek hastalığı, geçici iş göremezlik haline uğraması durumundan SSGSSK 23 maddesi ''Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir.'' demekle ödenmesi gereken gelir ve aylıkları kurumun kendisinin ödeyeceğini ve maddenin devamında ''Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı işverene ayrıca ödettirilir.'' bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene ödettirileceği belirtilmektedir.
Asıl bildirimde bulunma yükümlüsü yukarıda saydığımız kişi ve kurumlar olmakla beraber kayıt dışılığın önüne geçmek için çalışanlara da kendi bildirimlerini yapma imkânı tanınmıştır. Sigortalı olarak çalışmaya başlayan kişi çalışmaya başladığı tarihten itibaren bir ay içerisinde çalışmaya başladığı nerede çalışmaya başladığını ve kendi bilgilerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına bildirebilir. Bu bir zorunluluk değildir ve kişinin bildirimde bulunmaması bir uyuşmazlıkla karşılaşılması halinde hakkında delil olarak kullanılamaz.
Kamu kurum ve bankalarda işletmelerle yaptığı işlemler neticesinde çalışanların kuruma kayıtlı olup olmadıklarını görme imkânı tanınarak tescil bildirimi kuruma bildirilmemiş bir çalışanla karşılaşmaları halinde bu durumu kuruma bildirmekle yükümlüdürler(12).
Bildirim yükümlülüğü genel olarak kayıt dışı çalışmanın önüne geçilmesi için yapılmaktadır. Kanun bu yükümlülüğe uymayanlar hakkında para cezası öngörmekte ve bildirim yapılmamasından kaynaklanan kayıt dışılığın önüne geçmek adına resen tescil esasını öngörmektedir.
1.3.3 Resen tescil
1.3.3.1 Kuruma bildirilmemiş sigortalının Kurumca resen tescil edilmesi
Kamu idarelerine teftiş ve denetime tabi tutulması neticesinde veya Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından görevlendirilen denetim ve teftiş memurları tarafından ortaya çıkan bildirimi yapılmamış bir çalışan görülmesi halinde yada Kamu kurumu veya banka tarafından tescil edilmemiş bir personelle karşılaşılması durumunda bu personelin belgelerinin tebligat çekilmiş olmasına rağmen bir aylık süre içerisinde Kuruma verilmemesi yada eksik verilmesi halinde gerekli tescil kurum tarafından resen yapılmaktadır.
Kurum tarafından resen tescil yapılması için kamu kurumlarından, bankalardan döner sermayeli kuruluşlardan, gerçek ve tüzel kişilerden bilgi isteme hakkı tanınmıştır13. İstenen bilgileri ve belgeleri vermeyenlere karşı idari para cezası öngörülmektedir. Kurum tarafından resen tescil yapılmasının asıl amacı kayıt dışı çalışmanın önüne geçmektir.
1.3.3.2 Yönetmelikle öngörülen resen tescil halleri
Sosyal sigortalar yönetmeliğine göre isteğe bağlı sigortalılık yapılması halinde ve sigorta hizmet borçlanması hallerinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile bir sigortalılık ilişkisi kurulması halinde resen tescil edilmesi öngörülmektedir.
1.3.3.3 Bildirim ya da resen tescil üzerine sigortalı tescil kütüğü oluşturulması
Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, yabancı uyruklular ise bakanlıkça verilen kimlik numaraları ile tescil kütüğüne, kuruma verilen işe giriş bildirgesine göre, kaydedilir. Sosyal güvenlik sicil. Numarası oluşturulur, sigortalıların tüm işlemleri bu numara üzerinde oluşturulan kayıtlarda saklıdır. Gerçekle bağdaşmayan bildirim ve kayıtlar iptal edilir. Yersiz tescil sebebiyle kurumun sigortalıya yaptığı tüm masraf ve ödemeler mevzuata göre tahsil edilir.
1.3.3.4 Sigortalı işe giriş bildirgesi vermenin cezai yaptırımı: idari para cezası
Kanunun 102. Maddesi bu konuyu düzenlemektedir. Kanun işe giriş bildirgesi verilmemesi üzerine uygulanması gereken cezanın yanı sıra uygulamada tespit edilen aykırılıkları cezalandırma amacına hizmet etmektedir(14). Bildirgenin verilmemesi idari para cezası ile cezalandırılır. İdari para cezasının miktarı asgari ücret dikkate alınarak hesaplanmaktadır, bildirge yasal süre içerisinde yapılmayıp, yasal süre bittikten sonra yapıldıysa idare para cezası verilecektir.
1.3.3.4.1 İş sözleşmesine göre çalışan sigortalılar açısından
Sigortalı işe giriş bildirgesini kanunda belirtilen sürelerin aşılması halinde bildirimde bulunmayanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücret tutarında idari para cezası tahakkuk eder. Bildirgenin verilmediği diğer kamu idareleri, mahkemeler, bankalar gibi kanunla kurulmuş olan diğer kurumların yaptıkları inceleme, denetim gibi yollarla anlaşılırsa verilecek ceza her bir sigortalı için iki katına çıkarılmaktadır. Eğer iş giriş bildirgesinin verilmediği denetim, inceleme ve kontrolle açığa çıkan işyeri durumun kuruma intikal tarihinden itibaren 1 yıl içinde tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlara her bir sigortalı için anılan cezanın beş katı tutarında ceza tahakkuk eder.
1.3.3.4.2 Bağımsız çalışan sigortalılar açısından
Sigortalı işe giriş bildirgesini kanunda belirtilen sürelerin aşılması halinde bulunmayanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücret tutarında idari para cezası tahakkuk eder.
1.3.3.4.3 Bildirgenin yasal süresi dışında ancak otuz gün geçmeden ve işverence kendiliğinden verilmesi halinde uygulanacak idari para cezası
Bildirgenin yasal süresi geçtikten sonra bildirme yükümlülüğü olanların kendiliğinden 30 gün içerisinde bildirgeyi vermeleri durumunda ve kurumca yapılan tebligatı takip eden 15 gün içinde ceza ödenirse sigortalının bildirilmemesine ilişkin idari para cezasının dörtte birine karşılık gelen meblağ ödenir.
1.3.3.5 İdari para cezasına itiraz ve ödeme
Tebligatın ilgiliye yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde idari para cezası kuruma ödenir, varsa itirazın sonuçlanmasını takip eden 15 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. İtirazı kabul edilmeyenler 15 gün içinde idare mahkemesine başvurmadıkları durumda idari para cezası kesinleşir.
İdari para cezalarının itiraz edilmeksizin ve mahkemeye başvurulmaksızın onbeş gün içinde ödenmesi halinde tahakkuk eden cezanın dörtte üçü tahsil edilir. Ödemenin yapılması yargı yoluna başvurma hakkını etkilemediği gibi itirazın yapılması itirazın kabul edilmemesi halinde ortaya çıkan idari para cezasının gecikme zammını durdurmaz. Gecikme zammı ile ödenmesi gereklidir.
Para cezalarının idarenin tasarrufuna bırakılmış olması zaman zaman eleştiri konusu olabilmektedir. Bir yargı kararı olmaksızın ağır cezaların dahi idarece verilebilmesi itiraz yolu açık bırakılmış olsa da bu görüşe göre cezalandırma yetkisi yargısal bir tasarruftur hükmüne aykırılığı gidermemektedir.
İdari para cezalarında uygulanan zamanaşımı süresi 10 yıldır, süre fiilin işlendiği tarih itibariyle başlamakladır. İdari para cezaları hakkında kanunda hüküm yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.
Hasan ÖZKAN 2022
1 Uşan,Sosyal Sigortalar Hukuku ,74;Sözer, Sosyal Sigortalar,14.
2 Yarg.10.HD.1.10.1987, 4657/4782, Yasa Temmuz 1988,1038
3 10. HD. 2017/5321 E. 2019/7553 K.
4 5510 sayılı kanun geçici 54. madde
5 5510 sayılı kanun 4.madde
6 Yarg.10 HK.21.10.2019, E.2017/2738,K. 2019/7690,Yarg. 21 HD.3.3.2014, E2013/6696,K 2014/3748.
7 Sefer esnasında ulaştırma araçlarına alınanlar daha önce Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde düzenlenmişken şu anda 5510 sayılı kanunda hüküm altına alınmıştır.
8 Köy ve mahalle muhtarları seçildiklerinden itibaren sigortalılığı başlatılacak, bu tarih il veya ilçe mülki amirler tarafından Kuruma bildirilecektir.(2009-37 sayılı genelge, 3.2.3.8)
9 2009-37 Sayılı Genelge (3.2.1)
10 Keskin Mustafa: Sosyal Güvenlik Mevzuatında İşveren Yükümlülükleri S.18, Haziran 2010, 193-194
11 Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 2013/11 sayılı genelge, Beşinci Bölüm 1.1
12 Caniklioğlu, Nurşen, 5510 sayılı kanunla bankalara getirilen yükümlülükler ve banka sandıklarının kuruma devri,
13 Bankalar ve kamu idareleri tarafından yapılacak olan sigortalılık kontrolü ile kurum ve kuruluşlardan alınacak bilgi ve belgelere dair tebliğ
14 Çenberci, 711